19.04.2025
weather
9°
38,2552 %0.34
43,8333 %0.15
51,0885 %0.12
4.076,87 0,33
Ara
Sigorta Kulisi BES/Hayat Hayat sigortacılığı Türkiye’de neden gelişemedi? Şenol Şentürk anlattı

Hayat sigortacılığı Türkiye’de neden gelişemedi? Şenol Şentürk anlattı

TSB Genel Sekreter Yardımcısı Şenol Şentürk, TRT Radyo1’de hayat sigortacılığının Türkiye’de neden sınırlı kaldığını ve yaşlı bakım sigortasının neden zorunlu hale gelmesi gerektiğini anlattı

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Şenol S. Şentürk, TRT Radyo1’de İclal Aydıngöz’ün sunduğu “Poliçe” programında sigortacılık sisteminin önemli bir ayağı olan hayat sigortacılığını tüm yönleriyle ele aldı. Şentürk, Türkiye’de hayat sigortalarının kamuoyunda hâlâ yeterince tanınmadığını, sigorta bilincinin sınırlı olduğunu vurgulayarak, “Henüz yolun başındayız, gidilecek çok yolumuz var” dedi.

Hayat Sigortası Sadece Vefat Teminatı Değil

Hayat sigortasının yalnızca ölüm riskine karşı değil; maluliyet, tehlikeli hastalıklar, geçici iş göremezlik ve istek dışı işsizlik gibi pek çok risk karşısında da koruma sunduğunu belirten Şentürk, “Birçok kişi yalnızca vefat teminatını biliyor. Oysa hayat sigortası, bireyin hayatını dramatik şekilde etkileyen her türlü durumda devreye girerek hem kişiye hem de ailesine maddi destek sağlar” ifadelerini kullandı.

İki Temel Kol: Risk ve Tasarruf

Hayat sigortacılığının iki temel bileşeni olduğunu hatırlatan Şentürk, birinin risk teminatı, diğerinin ise tasarrufa dayalı ürünler olduğunu belirtti. “Örneğin prim iadesi içeren sigortalar veya birikimli hayat sigortaları sayesinde bireyler hem korunuyor hem de geleceğe dönük birikim yapabiliyor” dedi.

Hayat Sigortası mı BES mi?

Türkiye’de bireylerin tasarruf aracı olarak ağırlıklı biçimde Bireysel Emeklilik Sistemi’ni (BES) tercih ettiğini belirten Şentürk, BES ile hayat sigortalarının farklarına dikkat çekti:

“Hayat sigortası, BES’ten farklı olarak kısa ve orta vadeli hedeflere uygundur. Evlilik, eğitim, ev alımı gibi hayattaki dönüm noktalarına hazırlık amacıyla kullanılabilir. Ayrıca, BES’te sadece birikim yapılırken, hayat sigortasında hem birikim hem de risk teminatı bir arada sunulur.”

“Koruma Açığı Herkes İçin Tehlike”

Şentürk, hayat sigortacılığının bireylerin finansal güvenliğini temin etmede önemli bir işlev üstlendiğini belirterek, “Koruma açığı kavramı burada çok önemli. Beklenmedik durumlar, bireylerin hem kendi hem de ailelerinin yaşam koşullarını tehdit eder hale geliyor. Örneğin konut kredisi çeken biri hayat sigortası yaptırmazsa, vefatı durumunda ailesi evini bile kaybedebilir” diyerek riskin büyüklüğüne dikkat çekti.

RÖPORTAJI DİNLEMEK İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYIN

Finansal ve Sigorta Okuryazarlığı Yetersiz

Hayat sigortalarının yaygınlaşmamasının ardındaki en temel nedenin düşük finansal okuryazarlık olduğunu belirten Şentürk, bu konunun eğitimle gelişebileceğini ifade etti. “Ne yazık ki sigorta risklerini tanıma ve transfer etme bilinci Türkiye’de yeterince yaygın değil. İnsanlar İstanbul’da deprem olacağını biliyor ama buna karşı sigorta yaptırmıyor” diyerek farkındalığın düşüklüğünü örneklerle ortaya koydu.

Hayat Sigortasında Vergi Avantajı Var Ama Bilinmiyor

Şentürk, çalışan bireylerin hayat sigortası primlerini gelir vergisinden düşebileceğini ve bu sayede ciddi bir mali avantaj elde edilebileceğini hatırlattı. Ancak bu teşvikten faydalanma oranının çok düşük olduğunu belirtti:

“Aylık 100 TL prim yatıran biri, eğer yüzde 30’luk vergi dilimindeyse, 30 TL’sini vergi iadesi olarak alabiliyor. Aslında o sigortayı 70 TL’ye almış oluyor ama bu teşvik pek bilinmiyor.”

Uzun Dönemli Bakım Sigortası Gündemde

Programda gündeme gelen bir diğer konu ise yaşlanan nüfusa karşı geliştirilecek sosyal sigorta çözümleriydi. Şentürk, uzun dönemli bakım sigortasının artık kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğunu şu sözlerle aktardı:

“Türkiye’de 65 yaş üstü nüfusun oranı %10’u geçti, bu oran 2040’ta %17’yi aşacak. Bu tablo yaşlı bakım sigortasının sistematik hale gelmesini zorunlu kılıyor.”

Şentürk, bu sigorta türünün Almanya ve Japonya gibi ülkelerde kamu temelli bir modelle zorunlu hale getirildiğini hatırlatarak, Türkiye’de de devletin yöneteceği bir fon üzerinden modelleme yapılması gerektiğini söyledi.

DASK Modeli Önerisi ve Üçlü Finansman

Yaşlı bakım sigortasında sürdürülebilirliğin sağlanması için tıpkı DASK modelinde olduğu gibi bir havuz sisteminin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Şentürk, finansmanın devlet, işveren ve birey tarafından üçlü bir yapı içinde sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *