Marmara Denizi’nde gerçekleşen 6,2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul ve çevresinde paniğe neden olurken, sigorta sektöründen ilk açıklama Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Uğur Gülen’den geldi.
“Deprem ülkesiyiz. Bu gerçeği görmezden gelemeyiz. Sigorta sektörü olarak olası bir Marmara Depremi’ne her yönüyle hazırız. Ama sadece hazır olmak değil; unutturmamak, hatırlatmak ve önlem almakla da sorumluyuz,” diyen Gülen, vatandaşları da sigortalı olmaya davet etti.
"Reasürans Gücümüzü Artırdık, Ürünleri Geliştiriyoruz"
Uğur Gülen, sektörde son yıllarda yaşanan dönüşüme dikkat çekerek, “Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra şirketlerimiz, olası Marmara Depremi için daha güçlü bir finansal zırh oluşturmak üzere yüksek reasürans kapasiteleri satın aldı. Bu sadece bir teminat artışı değil; aynı zamanda ürün içeriklerinin, özellikle deprem riskini daha yüksek oranda kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılması anlamına geliyor,” dedi.
“Risklere karşı güçlü bir finansal sistem oluşturmak, sadece sektörün değil ülkenin sürdürülebilirliği açısından da büyük önem taşıyor,” diyen Gülen, sigorta şirketlerinin yalnızca poliçe satan yapılar değil, aynı zamanda afet yönetiminde aktif rol oynayan kurumsal aktörler olduğunu belirtti.
"Sigortalılık Oranı Hâlâ Yetersiz"

Sigortalılık oranlarının özellikle büyük şehirlerde dahi yetersiz kaldığını vurgulayan Gülen, “Marmara Bölgesi’nde 6 milyon 840 bin konutun %63,43’ü DASK kapsamındayken, ihtiyari deprem sigortası olanların oranı sadece %36. İstanbul’da 4 milyon 153 bin konut var ama bu oranın artması gerekiyor. Bu, sigortalılık bilincinin hâlâ yaygınlaşmadığını gösteriyor,” şeklinde konuştu.
Ayrıca bölgedeki ticari ve sanayi işletmelerin yalnızca %40’ının ihtiyari deprem teminatı bulunduğunu aktaran Gülen, “Olası bir büyük depremde sadece bireylerin değil, iş dünyasının da büyük risklerle karşı karşıya olduğunu biliyoruz,” dedi.
"Deprem Odaklı Sigorta Reform Ajandası'nı 2023’te Başlattık"
TSB olarak 2023 yılında “Deprem Odaklı Sigorta Reform Ajandası”nı hayata geçirdiklerini belirten Gülen, bu ajandanın çok yönlü bir dönüşüm planı olduğunu söyledi.
“Bu ajanda yalnızca poliçelere deprem teminatı eklemeyi değil; aynı zamanda dağıtım kanallarının eğitimini, sigortalılık bilincinin artırılmasını, alternatif finansman modellerinin geliştirilmesini ve sektörün tüm paydaşlarının uyum içinde çalışmasını hedefliyor. Sektörümüz, afet öncesi ve sonrası süreçlerde çok kritik roller üstleniyor,” dedi.
"Şehirleşme ve Yapı Güvenliği Sigorta Sektörünü İlgilendirir"
Uğur Gülen, “Sigorta sadece maddi teminat değil; bir güvenlik ağı, bir planlama aracı ve bir toplumsal dayanıklılık mekanizmasıdır,” diyerek, şehirleşme ve yapı güvenliğinin doğrudan sigorta sektörüyle ilişkili olduğunu vurguladı.
“Güvenli yerleşim alanları inşa edilmezse sigorta sisteminin sürdürülebilirliği tehlikeye girer. Bu nedenle yapı standartları, kentsel dönüşüm politikaları ve afet farkındalığı, sigorta sektörünün sorumluluk alanı içindedir,” ifadelerini kullandı.
"Depremi Unutmamak İçin Herkes Elini Taşın Altına Koymalı"
“Depremi yalnızca gerçekleştiğinde konuşmak, sonra unutmak büyük bir hatadır. Herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Biz sektör olarak sadece maddi değil, bilinçsel ve operasyonel anlamda da hazırız. Vatandaşlarımız da sahip oldukları varlıkları sigorta ile güvence altına almalı. Hayatlar geri gelmez ama alınacak önlemlerle maddi zararlar en aza indirilebilir.”
"Veri Tabanlı Farkındalık ve Afet Koordinasyonu"
Gülen, açıklamasının sonunda sektörel koordinasyonun önemine değinerek şunları söyledi:
“Tüm paydaşlarımızla birlikte bir koordinasyon çatısı kurmak için çalışıyoruz. Sigorta sektörünün sunduğu veri analitiği olanakları ile hem önleyici politikalar geliştirmeyi hem de hızlı aksiyon almayı mümkün kılıyoruz. Bu çerçevede sektörel komitelerimiz aktif biçimde çalışıyor. Afetlere karşı topyekûn bir hazırlık içindeyiz.”