AXA Sigorta Genel Müdürü Yavuz Ölken, Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen ve sigorta uzmanı Zeynep Türker’in moderatörlüğündeki “Sigortacı Kafası” programında trafik sigortasının güncel sorunlarını, değişen riskleri ve sigortacılığın geleceğine ilişkin görüşlerini paylaştı.
Trafik Sigortasının "Değer Kaybı" Yükü Artıyor
Trafik sigortasının yalnızca zorunlu bir ürün olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Yavuz Ölken, bu ürünün sigortacılığın başlangıç noktalarından biri olduğuna dikkat çekti. Ancak sigorta maliyetlerinin gün geçtikçe arttığını, sadece maddi ve bedeni zararların değil, artık “değer kaybı”nın da sigorta poliçelerinin içinde büyük bir yer tuttuğunu vurguladı.
Değer kaybı dosyalarının oranının son yıllarda %10 seviyelerinden %60'a kadar çıktığını aktaran Ölken, bu tablonun sigorta primlerinin yeniden yapılandırılmasını gerekli kıldığını ifade etti. Aynı zamanda bu artışın sadece teknik zarar olarak değil, operasyonel ve hukuki bir yük de oluşturduğunu belirtti. "Bugün değer kaybı dosyalarında standart bir hesaplama metodolojisine ihtiyacımız var" diyen Ölken, tahkim ve arabuluculuk gibi yollarla yönetilen süreçlerin üzerinde ilave maliyet oluşturduğunu, oysa uzlaşı için net kriterlerin belirlenmesinin öncelikli hedef olması gerektiğini ifade etti.
Değer kaybının maliyet artışına neden olan diğer bir yönünün de parça kullanımıyla ilişkili olduğunu belirten Ölken, "Orijinal parça kullandığınızda değer kaybı sıfırlanmalı mı, azalmalı mı? Bu konuda hâlâ net bir yapı yok. Hem parça ödüyoruz hem değer kaybı. Bu yapının sürdürülebilir hale gelmesi gerekiyor" dedi.
VİDEONUN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYINIZ
Teknik Zararla Başa Çıkmanın Yolu: Maliyet Azaltıcı Stratejiler
Yavuz Ölken, 2024 yılı teknik zararlılık raporlarında trafik sigortasından kaynaklı zararların net olarak görüldüğünü belirterek, bu kayıpların finansal gelirlerle dengelenmeye çalışılmasının yetersiz kaldığını dile getirdi.
Sektörün sürekliliği için maliyet azaltıcı stratejilere yönelmesi gerektiğini belirten Ölken, özellikle ekspertiz, parça tedariği ve parça kullanımı konularında standardizasyonun şart olduğunu vurguladı.
"Hem orijinal parça kullanılıp hem de değer kaybı ödenmesi sektörde mantıksal bir çelişki yaratıyor" diyen Ölken, bu gibi alanlarda sigorta ekosisteminin birlikte çalışması ve ortak fayda yaratması gerektiğini söyledi.
Yeni Mobilite Anlayışı Sigorta Risklerini Değiştiriyor
Yavuz Ölken, trafik sigortasında şirketlerin fiyatlamayı doğru yapabilmesi için öncelikle frekans ve risk türlerinin doğru analiz edilmesi gerektiğini belirtti. Mobilitenin tarzının değişmesiyle birlikte yeni risk alanları ortaya çıktığını söyledi.
Özellikle motosiklet kullanımının artması, elektrikli scooter’ların yaygınlaşması ve yeni nesil mobilite araçlarının artık sigortalanması gereken yeni riskler doğurduğunu kaydeden Ölken, "Bu değişimin doğru analiz edilmesiyle sigortacılık da yeniden tanımlanmalı" dedi.
Konut Sigortalarında Değişen Risk Algısı
Programda yangın risklerine de değinen Yavuz Ölken, konut sigortalarında da önemli bir dönüşüm yaşandığını aktardı. Eskiden daha çok mutfak kaynaklı çıkan yangınların yerine artık elektrikli cihazlardan kaynaklanan yangınların öne çıktığını belirten Ölken, “Konutların yapısı değişiyor. Elektronik altyapı güçleniyor. Artık yangın riski farklılaşıyor. Sigorta ürünlerinin buna göre güncellenmesi gerekiyor” dedi.
Sigortacılık Artık "Geleceği Koruyan" Değil, "Yolu Açan" Bir Rehber Olmalı
Yavuz Ölken, sigorta sektörünün artık yalnızca hasar ödeyen bir mekanizma değil, bireylerin ve işletmelerin gelecekteki riskleriyle başa çıkabilmesi için yol gösteren bir aktör haline geldiğini belirtti.
Bu dönüşümde "müşteri empatisi" ve "işletme empatisi" gibi kavramların öne çıktığını, sigortacılığın her müşteri segmenti için farklı ve kişiselleştirilmiş çözümler sunması gerektiğini belirtti.
"Bu artık modüler sigortacılık değil, hiper kişiselleştirilmiş sigortacılık dönemi" diyen Ölken, teknolojik altyapıların sadeleşmesi ve yapay zeka destekli sistemlerin bu dönüşümü desteklemesi gerektiğine dikkat çekti. Hiper kişiselleştirme ile sigortalının ihtiyaç duyduğu ürün, tam ihtiyacı olduğu anda sunulabilir hale geliyor. "Bir müşteri 2+1 evde yaşıyor, çalıştığı şirket yurtdışına hizmet veriyor, scooter kullanıyor ve freelance çalışıyor olabilir. Bu kişinin risk profili geleneksel kalıplara sığmaz. Hiper kişiselleştirme burada devreye giriyor" dedi.
Megakentlerde Sigorta Yaklaşımları Değişiyor
AXA Sigorta Genel Müdürü Yavuz Ölken, özellikle megakentlerde sigorta ihtiyaçlarının ve müşteri profillerinin hızla değiştiğini vurguladı. Büyük şehirlerde artan mobilite, dijitalleşme ve bireysel yaşam biçimleriyle birlikte sigortacılığın daha çevik ve duyarlı hale gelmesi gerektiğini belirtti. Ölken, "Megakentlerde yaşayan bireylerin yaşam tarzları farklılaşıyor; bu da ürünlerin hiper kişiselleşmiş biçimde yeniden tasarlanmasını zorunlu kılıyor" dedi.
Gençlere Çağrı: “Bu Sektörü Keşfedin”
Programın kapanış bölümünde sektöre yeni giren gençlere seslenen Yavuz Ölken, sigortacılığın karmaşık ama bir o kadar da heyecan verici bir alan olduğuna dikkat çekti.
Ölken sigortacılıkta sabırlı olamnın önemini vurguladı:
“Sigorta sektörü hem sosyal hem de ekonomik açıdan anlamlı bir iş yapıyor. Merak eden, araştıran ve sabırlı olan herkes bu sektörde başarılı olabilir.”
Aynı zamanda TSB çatısı altında üniversitelerle iş birliklerinin artmasının da sektöre yeni yeteneklerin kazandırılmasında etkili olacağını belirtti.
Sigorta Ekosisteminde Eğitim ve Uzmanlık Vurgusu
AXA Sigorta Genel Müdürü Yavuz Ölken, sektörde uzmanlaşmanın acente yapılarından başlaması gerektiğini ve özellikle dağıtım kanallarının sadece ürün bilgisi değil, müşteri ihtiyacına uygun çözümler konusunda da yetkinleşmesi gerektiğini vurguladı.
Sigorta sektörünün önündeki dönemde "eğitim ve empati" kavramlarının stratejik öncelik olması gerektiğini belirten Ölken, bu alanda acentelere yönelik farklı modellerin geliştirileceğini de söyledi.
